Cinsel saldırı bir kişinin başka bir kişiye müsadesi olmadan cinsellik içeren herhangi bir temasıdır. Tanımdan da anlaşılabileceği gibi kişinin izni olmadan herhangi bir temas cinsel saldırı anlamına gelebilir. Cinsel yönden rahatsızlık verme ve sarkıntılık ise cinsel taciz olarak adlandırılır.

Türkiye’de yapılan bir çalışmaya göre kadınların %93’ü hayatı boyunca cinsel tacizye, %41’i cinsel saldırıya uğramıştır. Bu cinsel saldırıların kadınlarda %15-25’i, erkeklerde ise %5-15’i çocukluk çağında gerçekleşmektedir. Cinsel saldırıya uğrayan kadınların %54’ü 18 ila 34 yaş arasındadır. Erkeklerde cinsel saldırıya uğrama riski üniversite çağında en yüksektir. Hayat boyu tecavüze uğrama oranı ABD’de kadınlarda %15, erkeklerde %3’tür. ABD’de 1993 yılından beri cinsel saldırı oranları yarı yarıya düşse de, halen her 98 saniyede bir kişi cinsel saldırıya uğruyor.

2017 yılında Almanya’da meydana gelen 6476 tecavüz ve cinsel saldırı vakasının 800 ü siyasi sığınmaya başvuran insanlardır. Bu rakamın da %15.1 ini Türk mülteciler oluşturmaktadır. Diğer bir değişle geçen yıl Almanya’da en az 120 Türk sığınmacı tecavüze uğradı. Rapor edilmeyenlerle beraber bu sayının çok daha yüksek olduğunu tahmin etmek güç değil. Cinsel saldırıların sığınmaya başvuranlarda sık görülmesinin nedenleri arasında; saldırganın kurbanın çaresizlik, korku, sınırdışı edilmek gibi sebepler gözlemlenmiştir. Saldırganlar sığınmacıların sınırdışı edilme korkusunu istismar etmektedir.

Cinsel saldırılar, saldırıdan hemen sonra başlayan ve uzun yıllar boyunca devam edebilen bir çok ruhsal probleme yol açabilir. Kurbanın saldırıya ilk verdiği tepki “şok”tur. Şok evresinde kişi “beyni donmuş” gibi hissedebilir. Bu sürede konuşamama, zaman ve kişi kavramlarının karışması, ne hissettiğini bilememe, olayı tam olarak kavrayamama durumu vardır. Şokun süresi dakikalardan haftalara kadar sürebilir. Şoku inkar takip eder. İnkar evresinde kurban başına gelenlerin gerçek olmadığını, olamayacağını düşünür. Daha sonra pazarlık ve kabullenme evreleri gelir.

Bir çok kurbanda yukarıda belirttiğimiz gibi uzun süren ruhsal problemler görülür. Bunlardan bazıları; öğrenilmiş çaresizliğik, karşı cinsten nefret etme, öfke, kendini suçlama, anksiyete, utanma, kabuslar görme, korku, depresyon, cinsel saldırı anlarını tekrar tekrar hatırlama(flashback), ani duygu değişimleri, yalnızlık, birşey hissedememe, sosyal anksiyete, İnsanlara güvenememe, konsantre olamama, düşük motivasyon, uykuda güçlüğüdür.

Cinsel saldırı mağdurlarına, acil servislerden psikiyatri kliniklerine, kurbanın ailesinden arkadaşlarına kadar her kademede insanların olumlu katkıları olabilir. Fakat hiç kimse kurbanlara kendileri kadar yardımcı olamaz. Kurbanın kendisine en büyük yardımı, çok zor gelse de, cinsel saldırıyı bildirmesidir. Bu mağdurun tek başına kaldırabileceği bir yük değildir. Dahası saldırının ruhsal etkilerinin yanında fiziksel zararları da olasıdır. Cinsel saldırıların %5 kadarı gebelikle sonuçlanmaktadır. Yine cinsel yolla bulaşan hastalık riski yüksektir ki bu hastalıklar arasında AIDS, Hepatit C gibi insan yaşamını tehlikeye sokabilecek hastalıklar da vardır.

Yapılacak ilk ve en önemli iş derhal bir acil servise gitmek ve cinsel saldırıya uğradığını bildirmek olmalıdır. Burada uzmanlar oluşmuş olan fiziksel yaraları tespit edip, gebeliği önleyecek ilaçlar verirler. Her ülkede yasalar sağlık çalışanlarının cinsel saldırıyı polise bildirmesini zorunlu kılar. Böylelikle polis konuya müdahil olmuş olur. Bir çok sağlık kuruluşunda acil uzmanları psikiyatristleri de hastanın bakımına müdahil ederler. Böylece mağdurların düzenli olarak görebilecekleri bir psikiyatristleri/terapistleri olur.

Terapi ve ilaç tedavisine bu yazımızda değinmeyip, psikiyatristler ve terapistlerin cinsel saldırı mağdurlarına yardım edebileceklerini belirtmekle getireceğiz. Fakat özellikle mağdurun etrafındaki aile bireyleri ve arkadaşlarının nasıl bir tutum takınmaları gerektiği konusunda durmak istiyoruz:

Cinsel saldırı hakkında konuşmak çok büyük bir cesaret ister. Kurbana bunun onun suçu olmadığını, kimsenin cinsel saldırıya uğramayı hak etmediğini tekrar tekrar hatırlatmak gerekir. Kurbanın haklarına saygı duyulmalıdır. Kimseye kurbandan izinsiz bir şey söylenmemeli. Kurban size güvenerek durumunu açmıştır. Bunu kurbandan izinsiz başkalarına söylemek ona zarar verebilir.

 

“Her şey iyi olacak, bunlar geçecek” gibi cümleler kulağa teselli eden cümleler gibi gelse de kurbanda “acımı anlamıyorlar” duygusu uyandırabilir. Bunun yerine sana olanlar için çok üzgünüm senin yanındayım elimden geldiğince yardımcı olmak isterim, seni yalnız bırakmayacağım” gibi cümlelerle destek olunabilir. Kurbanlar saldırı sonrasında aile ya da arkadaşlarının onlara eskisi gibi davranmadığını düşünebilirler. Bu yüzden kurbana, onu hala eskisi gibi sevdiğinizi sürekli dile getirin.

Kurbanlar yalnız başlarına zaman geçirmek istediklerinde onlara bu fırsatı verin. Kurbanı kucaklarken ya da dokunurken dikkatli olun, izin isteyin. Fiziksel teması istemeyebilirler. İyi bir dinleyici olun. Fakat kurbanı konuşmaya zorlamayın. Detaylar sormayın. “Neden” sorularını sormayın: “Neden oraya gittin? Neden çığlık atmadın?” gibi cümleler kurbanın suçluluk duygusunu arttırır.